Ünlü reklam ve blog yazarı, öğrencilerle tecrübelerini paylaştı | İletişim Fakültesi | Hasan Kalyoncu Üniversitesi

İLETİŞİM FAKÜLTESİ

Ünlü reklam ve blog yazarı, öğrencilerle tecrübelerini paylaştı

Ünlü reklam ve blog yazarı, öğrencilerle tecrübelerini paylaştı

Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) İletişim Fakültesinde, ünlü blog yazarı Selim Tuncer’in ‘’Soyut Şeylerin Ekonomisi’’ konferansı düzenlendi.

“KAVRAMLARIN VE KÜLTÜRÜN, REKLAMDA ÇOK ÖNEMLİ BİR YERİ VARDIR”

HKÜ İletişim Fakültesi cep sinemasında düzenlenen konferansa İletişim Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Sosyal medya alanında; reklam, marka, imaj ve görsellik konularının öneminin vurgulandığı ‘’Soyut Şeylerin Ekonomisi’’ söyleşisini reklam ve blog yazarlığı alanında uzman Selim Tuncer yaptı. Katılımcılara, kültür ve marka ekonomisi hakkında bilgiler veren Tuncer, yaşadığı tecrübeleri ve alanıyla ilgili yaptığı çalışmaları da kendisini dinleyenlerle paylaştı. “Kavramların ve kültürün, reklamda çok önemli bir yeri vardır” diyen Tuncer, örnekler üzerinden reklamcılığın önemine dikkat çekti.

“BU TOPRAKLARI MARKALAŞTIRMALIYIZ’’
Selim Tuncer: ‘’Reklamcılığın harcı duygu ve hikâyeler, reklamlar ancak hikâyelerle ve duygularla yaşıyor. Bu son 15 senedir keşfedildi. Ben bunu daha öncesinde de söylüyordum. Hikâyesiz marka olmaz. İnsan algısı böyle çalışır. Dünyada ilk 500’e giren bir markamız olmalı, ilk sıralamaya giren reklamlar, kültürü reklama empoze eden ya da finansal yönden iyi olan ülkelerin reklamlarıdır. Reklamını iyi yapan ülkelerin kavramları iyi araştırmış olmaları ve daha detaycı şekilde düşünmüş olmaları, onları bir adım öne taşıyor. Marka bu sebepten dolayı ön plana çıkıyor. Marka deyince aklımıza gelmesi gereken ilk kavram, soyut şeyleri inşa etmekle olayların başlayacağıdır. Öncelikle bu toprakları markalaştırmalıyız, bunu da ancak kültür ve sanatla gerçekleştirebiliriz. Üstünde oturduğumuz kültürel serveti kültürel sermayeye dönüştürebilmeli, yattığı yerden çıkartıp yücelttiğimiz soyut değerleri, ürün ve hizmetlerimize yükleyebilmeliyiz. Bu farkındalığı yaratmak amacıyla çalışmalarımızı yürütmeliyiz‘’ dedi.

“BU TOPRAKLARI MARKALAŞTIRMALIYIZ’’
Selim Tuncer: ‘’Reklamcılığın harcı duygu ve hikâyeler, reklamlar ancak hikâyelerle ve duygularla yaşıyor. Bu son 15 senedir keşfedildi. Ben bunu daha öncesinde de söylüyordum. Hikâyesiz marka olmaz. İnsan algısı böyle çalışır. Dünyada ilk 500’e giren bir markamız olmalı, ilk sıralamaya giren reklamlar, kültürü reklama empoze eden ya da finansal yönden iyi olan ülkelerin reklamlarıdır. Reklamını iyi yapan ülkelerin kavramları iyi araştırmış olmaları ve daha detaycı şekilde düşünmüş olmaları, onları bir adım öne taşıyor. Marka bu sebepten dolayı ön plana çıkıyor. Marka deyince aklımıza gelmesi gereken ilk kavram, soyut şeyleri inşa etmekle olayların başlayacağıdır. Öncelikle bu toprakları markalaştırmalıyız, bunu da ancak kültür ve sanatla gerçekleştirebiliriz. Üstünde oturduğumuz kültürel serveti kültürel sermayeye dönüştürebilmeli, yattığı yerden çıkartıp yücelttiğimiz soyut değerleri, ürün ve hizmetlerimize yükleyebilmeliyiz. Bu farkındalığı yaratmak amacıyla çalışmalarımızı yürütmeliyiz‘’ dedi.

ÖĞRENCİLERİN SORULARINI CEVAPLADI
Öğrencilerin büyük bir ilgi ve beğeni ile takip ettiği programda Tuncer, öğrencilerin sorularını cevapladı. Öğrencilere yaşam tecrübelerinden sıkça bahseden Tuncer: ’’Markaların reklama dönüşmesi ve iyi bir reklam olabilmesi için kültür ve kavramları iyi bilmeliyiz. Soyut şeyleri inşa ederken evrensel boyutlara bakmalıyız’’ dedi. Tuncer daha sonra HKÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri ve Öğrencileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.